| |||||||||||||||
Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | Adresi Kaydet | Arama | RSS | |||||||||||||||
HABER ARAGALERİ |
Rum yazarın Kıbrıs Savaşı ile ilgili efsanelerine yalanlama
Rum yazar Panikos Neokleus'un Kıbrıs Barış Harekatı sırasında askerlik yapan Rumların anılarını derlediği, "Kıbrıs'ta 1974'te göz ardı edilenler" adlı kitabında yer verilen, "20 kadar Türk mücahidin canlı canlı uçurumdan atıldığı" itirafına, Rumlara karşı savaşan emekli Korgeneral Muzaffer Sever'den yalanlama geldi.
(İHA) - Rum yazar Panikos Neokleus'un Kıbrıs Barış Harekatı sırasında askerlik yapan Rumların anılarını derlediği, "Kıbrıs'ta 1974'te göz ardı edilenler" adlı kitabında yer verilen, "20 kadar Türk mücahidin canlı canlı uçurumdan atıldığı" itirafına, Rumlara karşı savaşan emekli Korgeneral Muzaffer Sever'den yalanlama geldi. Sever, "Uçurumun altında bulunan tek bir şehit vardı. Rumların verdiği rakamlar abartılı. Bizim askerlerin hepsi dağda muharebe ederken öldü" dedi.
20 Temmuz 1974'te yapılan Kıbrıs Barış Harekatı'nda Türk bölüğün harekat şube başkanı olan emekli Korgeneral Muzaffer Sever, kitabı okuduğunu ifade ederek, "Gerçeklik payı var. Bizim bölüğümüzü bastıkları kesin. Bizim birliklerimiz o tepelere yürüyerek gittiler. Dolayısıyla yorgundular. Rumlar daha yüksek yerlerden bölüğümüzün hareketlerini izliyorlardı. Rumların da buna karşı bir hareket yapmaları gerekiyordu. Bizim amacımız da kontrolümüzdeki bölgeyi denize bağlamaktı ve oradan geleceklere yol açmaktı. Rumlar da bunun farkındaydı, birleşmeyi önlemek için saat 20.00 sıralarında baskın düzenledi" şekline konuştu. Bir üsteğmenin kendisini arayarak Doğruyol sırtlarında baskın olduğunu söyleyip geri çekilmek istediklerini ifade ettiğini anlatan Sever, "Ben de daha önce birinci komando tabur komutanı ile görüşmüştüm ve onlar da harekat için hazırlık yapmakta olduklarını söylemişlerdi. Taburun hazırlanmasına fırsat verilmesi için üsteğmenden bölgeyi sonuna kadar savunmasını istedim. Bunu yüksek sesle söyleyince Kolordu Komutanı Nurettin Ersin Paşa, "Neden bağırıyorsun?" deyip telefonu benden aldı. Üsteğmene, "Bulunduğun bölgeyi sonuna kadar, hatta ölünceye kadar savunacaksın" dedi. Ateş devam ediyordu. Daha sonra birinci tabur komutanı aradı ve hazır olduklarını söyledi. Taarruz başladı. Bu bildiğiniz gibi bir taarruz değil, gecenin karanlığında yüzlerce kişi birbirine girmiş. Hatta el bombası kullanılıyor. Göğüs göğse bir muharebe oluyor. Tabii başlangıçta Rumların baskını sonrası Doğruyol bölümü tamamen imha oluyor. Tabii imha değince hepsi öldü anlamı çıkmasın. Rumlarının baskınına cevap ertesi gün 09.30'a kadar devam ediyor" dedi. Emekli Korgeneral Muzaffer Sever, muharebenin çok sert bir arazide gerçekleştiğini ve her iki tarafın da şehit verdiğini söyledi. Sever, "Bize bir Rum esir geldi. Rum esir, Yunan tabur komutanı dahil olmak üzere herkesin öldüğünü söyledi. Bizden 3 subay, 1 astsubay ve 7 er şehit oldu. Ama bütün arazi onların ölüleri ile doldu. Kazanan taraf, her zaman direnen taraf oldu. Rumların kalanları bu harekattan sonra geri çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada Rumların el koyduğu tepeleri geri aldık. Türkiye'de iletişimi sağlayan bir tepe vardı. Bu tepedeki cihazlar o harekat sırasında yandı ve içerdekiler şehit oldu. Teknik malzemeleri çalıştıran Astsubay Bayram Gümüş vardı. Onunla da en son ben görüşmüştüm. "Komutanım, Rumlar bölgeyi bastılar, ormanı yaktılar, ben cihazları kurtarmaya çalışıyorum" dedi. Ben de ona, "Bırakın cihazı, canınızı kurtarın" dedim" şeklinde konuştu. Türklerin diri diri uçurumdan atıldığı iddialarına ilişkin ise Sever, "Halbuki uçurumun altında bulunan tek bir şehit vardı, o da Bayram Gümüş'tü. Rumların verdiği rakamlar abartılı. Bizim askerlerin hepsi dağda muharebe ederken öldü. Bu tamamen abartı, hiçbir şey görmemişse insanlar duyduğunu söylüyor. Masal, efsane ve kahramanlık hikayeleri uyduruyorlar. Tabii ki muharebede iki taraftan da ölenler olacak. Buradaki kayalar balık sırtı gibiydi. Birine özenip, "Biz de kahramanlık yaptık" demek için böyle yapıyorlar. Bu baskın, operasyonun dönüm noktasıydı. Eğer bu baskına karşı taarruz vermeseydik çıkartma birlikleri ile bağlantı sağlanamayacak ve taarruz sönecekti" dedi. Emekli Korgeneral Muzaffer Sever, tiyatrocu Atilla Olgaç'ın, "Rum asker öldürdüm" sözlerine de değinerek, "Onu tiyatrodan tanımıyorum ben, sinemada da izledim. Askerliğini orada yapmış olabilir, ben ayrıldıktan sonra da gelmiş olabilir, muharebede her şey olabilir. Ama ben onun gibi elleri kolları bağlı birini öldürebileceğini sanmıyorum. Ama Rumlar bunu çok yaptı. 1950-1970'li yıllara kadar korunmasız, savunmasız insanlara bunu çok yaptılar. Bu onların marifeti, bizde olmaz. Bize Kıbrıs Harekatı sırasında çok sayıda esir geldi. Esirlerin yanına gittiğimizde, 'Bir isteğiniz var mı?' dedik. Onlar da, 'İhtiyar ve hastalar var' dedi. Ben de, 'Hastaları ve ihtiyarları dışarı çıkarın' diye emir verdim. 'Size yemek veriyorlar mı?' dediğimde sadece ekmek yediklerini söylediler. Halbuki biz 4 gün boyunca yemek yememiştik" ifadelerini kullandı.
|
YAZARLAREN SON HABERLER |
|||||||||||||
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle | |