KATEGORİLER

HABER ARA

-- Tüm Kategoriler --Güncel Gelişmiş Arama

Facebook , Twitter gibi sosyal medya araçları gücünü ve güvenirliğini kaybediyor. Sosyal medyadaki bu güven kaybı, daha önce gazete ve televizyonlarda da görülen çöküşe benziyor.

 

Dünya genelinde ekonomik ve siyasi olaylarda, rejim değişikliklerinde, seçim süreçlerinde eskiden gazete ve televizyonlar etkili olurdu. Onların inandırıcılığı ve güvenirliği kaybolunca, insanların yakın çevresindeki kişiler haberci olarak kullanıldı. İşte sosyal medya, insanların yakın çevredeki kişilerin bilgi ve haber paylaştığı bir ortam olarak böyle doğdu. Haber ve bilgiler yakın çevreden gelince daha inandırıcı ve etkili oldu. Grup oluşumu sosyal medyayı daha da etkili yaptı. Ancak sosyal medya da hızla gücünü, inandırıcılığını ve güvenirliğini kaybediyor.

 

Yalan bir haberin, gerçek olmayan bir bilginin binlerce kişiye ulaşması, hatta insanların buna inanarak harekete geçmesi, eyleme yönelmesi, sonrasında ise her şeyin yalan olduğunun ortaya çıkması, sosyal medyaya olan güvenin kaybolmasına yol açtı. Sosyal medya artık “Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış” olayına döndü. Artık sosyal medyada okunan bir haber veya bilgi şüphe ile karşılanıyor.

 

Dünya genelinde sosyal medya kullanılarak yapılan ekonomik ve siyasi müdahaleler, rejim değişiklikleri, seçim manipülasyonları deşifre edilmeye başlandı. Türkiye’de de son yerel seçimlerde para ile Twitter’da TT olarak, RT ve FAV yaparak seçimleri etkilemek isteyenlerin olduğu ortaya çıktı. 80-100 kişi ile yapılan bu operasyon, milyonlarca kişinin düşüncesiymiş gibi yansıtılmaya çalışıldı.

 

Gruplaşmalar ve toplu hareketlerle gönderilen e-mailler, twitler, mesajlar artık şüphe ile karşılanıyor. Kişi ve kurumlara baskı, yönlendirme amacı ile gönderilen e-mail, mesaj, twit, mektup ve telefon artık inandırıcı olmaktan uzak. Eksiden mektup ile yapılan baskı ve yönlendirme, son yıllarda sosyal medya ile yapılmaya başlandı. Halkın çoğunluğunun görüşü gibi sunulan bu baskı ve yönlendirmeler, gerçekte 50-100 kişilik bir grubun çalışması ile olan operasyondan ibaret. Bu nedenle artık kişi ve kurumlar, çoğunluğun görüşüymüş gibi gelen bilgilere, şüphe ile bakmaya başladı.

 

İşte bu gizli, sahte ve hileli yöntemler, medyadan sonra sosyal medyanın da gücünü, inandırıcılığını ve güvenirliğini yitirmesine neden oldu.

 

***

Sosyal medya ve internet siteleri gücünü, inandırıcılığını ve güvenirliğini yitirdiği gibi, internet üzerinde kullandığı uygulamalarla da hem ülkelerin, hem de kişilerin güvenliğini tehdit etmeye başladı.

 

Facebook, Twitter gibi bazı sosyal medya araçlarına, video sitelerine girildiğinde 5-10 saniye süren kilitlenme/donma yaşanıyor. Bilgisayarın tüm işlemlerinin 5-10 saniye süre ile donduğu bu olay, kullanıcıların internet üzerindeki işlemlerini izlemeyi, verileri işlemeyi ve değerlendirmeyi amaçlayan bir tür yazılımdan veya çerezlerden kaynaklandığı düşünülüyor.

 

 

Facebook

 

Twitter’ın Türkiye’deki kanunları ciddiye almakta geciktiği gibi, Facebook sitesi de vatandaştan kimlik göstermesini istiyor. Açık açık vatandaşa “kimliğini tara, fotoğrafını çek, bize gönder” diyen Facebook sitesi, gerekli kontrolü yaptıktan sonra bu kimlik resmini sunucularından sildiğini söylüyor.

 

Facebook’un polis gibi kimlik sorgulaması, kullanıcıların hesabı kilitlendiği durumlarda oluyor. Hesabınızı sizin haricinizde biri zorladığında veya hesabınızda şüpheli hareketler fark edildiğinde Facebook hesabınızı kilitliyor. Kiliti açmak için ise tek seçenek kimliğinizi tarayıp veya fotoğrafını çekip Facebook’a göndermek! Aşağıda bu işlemle ilgili Facebook ekranını görüyorsunuz.

 

Peki bu ekran nasıl karşımıza çıkıyor? 1-Denemek için mevcut hesabınızı riske atmayın, yeni bir hesap açın. 2- Daha sonra şifrenizi değiştirin. 3-E-mail hesabınıza şifrenizin değiştirildiği ile ilgili mesaj gelecek. “Şifrenizi siz mi değiştirdiniz” gibi bir soru geldiğinde, eğer başkası değiştirmiş gibi cevaplarsanız, hesabınız kilitleniyor. Daha sonra kilidi kaldırmak için ise sizden polis gibi kimlik göstermenizi istiyor!

 

 

 

Facebook’un başka bazı uygulamaları, eğlenceli bir sosyal medya ortamı imajının çok çok ötesinde. Uygulamalar ile kullanıcıların kişisel verileri üçüncü şahısların eline geçebiliyor. Kullanıcıların aramaları, ziyaret ettiği profiller ve adresler, adres çubuğu üzerinde görülüyor ve bunlar kolaylıkla biriktirilebilir veriler.

 

Facebook’un solda çıkan reklamları kadın pazarlayan kişiler tarafından çok kullanılıyor. Solda çıkan bu reklamlar aldatıcı, yanıltıcı ve ahlaka aykırı birçok içerik barındırıyor. Kimlik kontrolü yapmayı beceren Facebook, kadın pazarlayan bu reklamları inceleyemiyor mu?

 

Facebook’un bir diğer riskli uygulaması ise harita ile kullanıcıların yerini ( location) adım adım takip etmesi. Facebook üzerinde eğlenceli bir uygulama gibi sunulan bu özellik, kullanıcıları, girdiği lokantadan, alışveriş yaptığı mağazanın adresine kadar ayrıntılı olarak izleyebiliyor.

 

Kısaca; önemli görevlerde bulunan, kişisel bilgileri ve özel hayatı önemli olan kişilerin, Facebook, Twitter gibi sosyal medya ortamlarında üyelik alması, kişisel bilgisayarı ile veya akıllı telefonu ile bu ortamlara dahil olması, kişisel bilgilerinin ve güvenliğinin tehlikeye girmesine neden olabileceği gibi, görevli olduğu birimlerin güvenliğini de tehlikeye sokacaktır. 5-10 yıl sonra önemli yerlerde olabilecek kişiler için de durum aynıdır. Çünkü geçmişinizi internetten yok etmek pek mümkün olmuyor.

 

 

Turkcell

 

Turkcell kullanıcıların kişisel verilerini işlemek ve kullanmak için 1GB internet + 1000 SMS hediye ediyor!  Bunu “daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak, kullanımınızı kolaylaştırmak, size özel kolaylıklar sunmak, size özel kampanyaları haber vermek, kullanımınızı kişiselleştirmek, size özel fırsatları haber vermek” gibi süslü kelimelerle kullanıcılarına söylediği için, kullanıcılar genelde ne olduğunu anlamıyor. Çoğu kullanıcı olayın farkında bile değil.

Turkcell kişisel bilgilerin ve verilerin kullanılmasını istemeyen kişilere, ne yapması gerektiğini sitesinde yazıyor ancak, bulabilene aşk olsun! Turkcell’de eğer kişisel bilgilerinizin ve verilerinizin kullanılmasını istemiyorsanız IPTAL KABUL yazıp 2222’ye gönderebilirsiniz. Diğer GSM operatörlerinde de benzer uygulamalar var.

 

Turkcell’in dikkat çeken bir diğer uygulaması ise, kullanıcıları sesinden tanımak için ses kaydı alması. Müşteri hizmetleri arandığında güvenlik kontrolü için kişiyi sesinden tanıyan bu uygulama oldukça ilginç! Çünkü insanın sesi de parmak izi gibi kişiye özel. Yani farklı telefon veya numara kullanmanız bir şey değiştirmiyor…

 

 

DPI yöntemiyle internet trafiğiniz izleniyor

 

Enphormasyon.org sitesinde detaylı olarak anlatılanlara göre, Phorm ve Gezinti internet trafiğimizi izliyor. Vatandaşların biliçlenmesi ve engellemesi üzerine farklı isimlerle bu izleme faaliyetleri devam etmekte. Phorm konusunda halkı bilinçlendirmek için kurulan enphormasyon.org sitesi tehlikenin boyutunu şöyle açıklıyor:

 

“Öncelikle izleniyorsunuz. Fakat bu izleme DPI olarak bilinen teknolojilerle yapılıyor. Bu teknoloji sadece sizin bilgisayarınız ya da tarayıcınızla ilgilenmiyor. İnternet hattınızı izleyip, gelen giden tüm verilerinizi analiz ediyor. Bu durumun siz İnternette dolaşırken başınızda durup monitörünüzü izleyen bir çift gözden farkı yok.” [ enphormasyon.org ]

 

Phorm ve Gezinti konusunda internette birçok tartışma mevcut. DPI yöntemiyle ilgili Türkiye Gazetesi yazarı Yıldıray Oğur’un yazdıkları olayın uluslar arası boyutunu gözler önüne seriyor:

“Wikileaks’in 2011’de yayınladığı Spy Files Türkiye’de yeterince ilgi görmedi. Halbuki Wikileaks, bu belgelerde 25 ülkede devlet ve istihbarat örgütlerine telefon dinleme, internet trafiği izleme alanlarında hizmet veren 160 firmadan oluşan bir teknik takip endüstrisini deşifre etmişti.

İnternet takibi, telefon takibi, konuşma analizi, Trojan gönderimi, SMS takibi ve GPS takibi yapan bu firmaların dünyadaki dağılımın gösterildiği haritada internet takibi ve cep telefonu takibi alanlarında Türkiye haritasının ışıklarını yakan da bir firma vardı..” [Türkiye]

 

 

Big data

 

Hürriyet Gazetesi yazarı Tolga Tanış’ın Mayıs 2013 tarihlerinde yazdığı. “Big data çağı” başlıklı yazısı aslında yukarıda anlatılan DPI yönteminin bir sonucudur.

Dünya genelinde kullanıcıların aradığı kelimeler, okuduğu yazılar, girdiği siteler depolanıyor. Bunlar incelenerek analiz ediliyor, gelecek için yeni projeler hazırlanıyor, önlemler alınıyor, ürünler piyasaya sürülüyor. 

 

“1 trilyon sayfanın endekslendiği Google’da her gün yaptığınız 5 milyar arama, ayda izlediğiniz 4 milyar saat YouTube videosu ya da günde attığınız 500 milyon tweet size bir kakofoni gibi gelebilir... Ama bu bilgiler bir araya geldiğinde, bakmayı bilen bir göz aslında bu çöplükte olağanüstü bir ahenk, aklınıza gelmeyecek sonuçlar bulabiliyor.” [Hürriyet]

 

Printer (Yazıcı) casusluğu

 

Hepiniz yazıcınızın fişini takıp çalıştırdığında, günler önce “yazdır” diye gönderdiğiniz belgenin yeniden çıktığını görmüşsünüzdür. Elektrik fişi çekili olmasına rağmen, günler önce yazıcıya gönderdiğiniz bu belgenin yazıcıda saklanması, yazıcının hafızası ile mümkün oluyor. Bu hafızanın kaç MB veya kaç GB olduğu yazıcı bilgilerinde vardır. Bazı yazıcılar hem kendi hafızasını, hem de bilgisayar hafızasını kullanır. Başka uygulamaya gerek bile kalmadan sadece bu bile, yazdırdığınız, faksladığınız, fotokopi çektiğiniz belgelerin bir yerlere kaydedildiğini gösteriyor. Eğer yazıcınızın bağlı olduğu bilgisayarda internet bağlantısı da varsa, güvenlikten söz etmek imkansızdır! Arızalandığında götürdüğünüz servis veya tamirci de düşünülmesi gereken diğer bir güvenlik noktası.

İnternetin olan ve ağ bağlantısı ile yazıcıların paylaşıldığı yerler de çok kolay müdahale edilebilir yerlerdir. Yabancı ülkelerdeki devlet kurumlarında çalışan memurların yazıcısından çıktı alan bilgisayarcı hikayelerini siz de duymuşsunuzdur.

 

Yazıcılarda da “müşteri deneyimini geliştirme” adı altında kullanıcı davranışlarının takip edildiği uygulamalar mevcut. Kırtasiyede doldurulan kartuşu devre dışı bırakan, yazıcı programını internet üzerinden güncellemelerle kullanılamaz hale getiren yazıcılar da var!

 

 

İnternette, sosyal medya sitelerinde, kişisel bilgilerinizi ve özel hayatınızı korumak için almanız gereken bazı önlemleri şöyle sıralayabiliriz:

 

-Üye girişi yaptığınız sitelerde “beni hatırla” seçeneğini işaretlemeniz önerilmez.

-İnternet sitelerinde ve programlarda “Kullanıcı deneyimini geliştirme” gibi isteklere onay verirseniz hareketleriniz değerlendirmek üzere toplanabilir.

-“Otomatik güncelleme” bilgisayarınızın ve programlarınızın güvenliği için gerekli olabilir ancak bunu kendiniz kontrollü olarak yapabilirsiniz. Ayrıca bunun işe yarayıp yaramadığı da tartışmalı. Eğer otomatik güncellemeler açıksa, internet kotanızda aşmalar olabilir. GSM operatörlerinin ve internet sağlayıcıların iyi para kazandığı noktadır!

-Akıllı telefonunuza veya bilgisayarınıza bir uygulamayı yüklerken, uygulamayı dikkatlice inceleyin, araştırın. Kişisel bilgilerinizin kullanılıp kullanılmayacağını öğrenin.

-Google üyeliğiniz açıkken yaptığınız aramalar, arama geçmişinizde kaydediliyor olabilir. Bu özelliğin açık olup olmadığına bakın. Google’da arama yaptığınızda, aradığınız kelimenin adres çubuğunda da gözüktüğünü görebilirsiniz. Bu adresler ise kolayca biriktirilebilir.

-İnternet Explorer, Firefox, Opera, Chrome gibi tarayıcılarda “Geçmişi temizle” seçeneğini tarayıcıyı kapatmadan önce mutlaka yapın. Bilgisayarı kapatmadan önce de bu temizliği yapmayı unutmayın.

-DPI yöntemini araştırın ve sizi izleyen siteleri tarayıcınızdan engelleyin.

-Eğer gizli ve güvenli bir çalışma yapıyorsanız, kullandığınız yazıcı kesinlikle internete bağlı bir bilgisayarda olmasın.

-Bazı internet siteleri açık açık internet üzerindeki hareketlerinizi topladıklarını söylerler. Bunu ise süslü kelimelerle genelde şöyle söylerler. “Size daha iyi bir internet deneyimi sunmak, internet kullanımınızı kolaylaştırmak, size özel kolaylıklar sunmak, size özel kampanyaları haber vermek, internetinizi kişiselleştirmek, size özel fırsatları sunmak için uygulama ve çerez kullanıyoruz” derler. Bu tip istekleri kabul etmeniz, internet üzerindeki hareketlerinizin izleneceği anlamına geliyor. Yani yaptığınız aramalar, kullandığınız kelimler, girdiğiniz siteler toplanarak değerlendirilecektir.

 

Ülkemizin ve milletin güvenliği için, arkadaşlarınızın, dostlarınızın, sevdiklerinizin güvenliği için, bu yazıda anlatılanları paylaşın. Böylece internet sitelerinin, kötü niyetli kişilerin ülkemize ve insanlarımıza zarar vermesini önlemiş olursunuz.

 

 

 

 

 

YAZARLAR

fikriyet Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in veda mesajı   Davut Türkoğlu Psikolojik savaş ve medya   Fazıl Kara Kağıt parçası ile saldıranlar Hocaefendilerini dinlemiyor mu?   Halil Filiz kalemli teröristler   İnci Nokta Kürt açılımı, demokratik açılım ve geyik demokrasisi   Papatya Arıkan bir aşk tarifi