| |||||||||||||||
Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | Adresi Kaydet | Arama | RSS | |||||||||||||||
HABER ARAGALERİ |
Dubai anlaşması ve belgesi
Kuzey Irak'a niye giremediğimiz anlaşıldı. 1 değil tam 8,5 Milyar dolarlık pazarlık yapılmış.
Kuzey Irak’a niye giremediğimiz anlaşıldı. Herkes merak ediyordu. Kuzey Irak’dan geliyorlar, saldırıyorlar ve kaçıyorlar. Peki askerimiz, mehmetçiği öldüren bu teröristlerin yuvalandığı Kuzey Irak’a neden girip köklerini temizleyemiyor, neden bunların inlerini temizleyemiyor diye merak ediyorduk. Niye onlar gelip vururken biz elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz diye soruyorduk. İşte bunun sebebini Kemal Kılıçdaroğlu açıkladı: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: "Dubai'de Ali Babacan, attığı imza ile Türkiye'ye ihanet etti mi etmedi mi? O senin Bakanın mı, değil mi? Sen bir milyar dolara Türkiye'yi pazarlamaya kalkıyorsun, sonra kalkıp ihanetten bahsediyorsun. Sen ülkeye ihanet ettin, ülkeye. Recep Bey'e bir şey daha söylüyorum; Korkmuyorsan ihanetin belgesini açıkla. Niye gizliyorsun Dubai anlaşmasını... 1 milyar dolara ülke pazarlanır mı?" Gelelim o anlaşmaya: 28 Haziran 2007’de NTV'de canlı yayında Murat Akgün’ün sorularını yanıtlayan Deniz Baykal, Hükümetin “1 milyar dolar karşılığında hiçbir şartta Kuzey Irak'a müdahale etmeyeceğine ilişkin bir uluslararası anlaşma” imzaladığını ileri sürüyor ve terörle mücadele için atılması gereken ilk adımın “mevcut hükümetin uzaklaştırılması” olduğunu söylüyor. Anlaşma sırasında şimdi Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Abdullah Gül, o zaman Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı idi. Abdullah Gül , Deniz Baykal’ın iddiası ile ilgili o zaman çok kızmış ve şöyle bir açıklama yapmıştı: “'Bunların hepsi yalandır, aslı yoktur. ABD ile gizli bir anlaşma yapacağız, böyle şey olur mu? Onları işbirliğine zorlamak için elimizden geleni yapıyoruz. ABD ile anlaşma yaparsak bunların hepsi devletin kayıtlarında olur. Bunların hepsi devletin zabıtlarında olur ve bunların hepsi devletin ilgili makamları tarafından bilinir. Bunlar bu kadar açıktır.” Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün tepkileri üzerine Baykal’ın o zamanki belgeli cevabı: Belgedeki sarı çizgili yerlerde şöyle yazıyor: Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’ye 8,5 milyar ABD Doları’na kadar kredi sağlayacak finansman Anlaşmasını bugün (22 Eylül 2003) imzalamışlardır. Kredi yaklaşık 18 aylık bir süre içerisinde 4 eşit dilimde kullanılacaktır. Finansman anlaşması çerçevesinde her bir kredi çekişi, Türkiye’nin ABD’nin ilgili yasasında belirlenen koşulları karşılamasına bağlıdır. Söz konusu iki koşul (1) Türkiye’nin güçlü ekonomik politika yürütüyor olması ve (2) Türkiye’nin Irak konusunda ABD Hükümeti ile işbirliği içerisinde olmasıdır. “Başbakan Erdoğan’ın, söz konusu anlaşmaya ilişkin “Kesinlikle yalandır, iftiradır” dediğini ifade eden Baykal, “İftira mı, değil mi size belgelerle açıklayayım” dedi. Baykal, şunları söyledi: “2003’ün 22 Eylül’ünde Dubai’de bir anlaşma imzaladınız. Bu anlaşmada 1 milyar dolar hibe ya da 8.5 milyar dolar kredi çekebileceğinizi söylediniz. ’Amerika’dan izin almadan Irak’a yönelik herhangi bir hareket yapmama şartlı bir anlaşmayı imzaladınız mı?’ diye sordum. Bu sorum karşısında kıyameti koparan Başbakan ’Kesinlikle iftiradır’ demiş. 22 Eylül 2003’te imzalandığını iddia ettiğim anlaşma var mı? Evet var. Türkiye adına bu anlaşmayı Babacan imzaladı. Buna ’iftira’ diyenler var. 23 Eylül 2003 tarihli, Devlet Bakanlığı’nın ’ABD-Türkiye Finansman Anlaşmasına İlişkin Ortak Açıklama’ başlığı altında yaptığı açıklamayı dikkatinize sunuyorum. Resmi açıklama. Burada diyor ki; ’Türkiye ile ABD, Türkiye’ye 8.5 milyar dolara kadar kredi sağlayacak finansman anlaşmasını bugün, 22 Eylül 2003’te imzalamışlardır.’ Yani bir anlaşma vardır. Kredi teklifi, Türkiye’nin, ABD’nin ilgili yasasında belirlenen koşulları karşılamasına bağlıdır. Bu koşul da Türkiye’nin Irak konusunda ABD hükümetiyle işbirliği içinde olması. Açıklama 2 Ekim 2003’te yapılmış. Babacan diyor ki; ’ABD kredisini işimize gelirse kullanırız, işimize gelmezse kullanmayız’. ’Anlaşmada . Irak’a girmeme şartı var mı?’ sorusuna, Anadolu Ajansı’nın haberi, ’İşimize gelirse kullanırız, şu anda evet ya da hayır demek durumunda değilim...’ Bu, ’evet’ demektir. Bu sayın Babacan’ın olmayan dedikleri anlaşmayı açıklamasıdır.” “Baykal, 2003 yılında Devlet Bakanı Ali Babacan ile ABD arasında Kuzey Irak’a girilmemesi konusunda imzalanan anlaşmayla ilgili iddialarını tekrar eden Baykal, "Önceleri böyle bir şey yok dediler, yalan dediler, iftira dediler. Onun üzerine belgeleri çıkarmaya başladık, şimdi gerçek oturdu. Yok dedikleri anlaşma 2003 yılında 22 Eylül’de Amerika ile yok dedikleri anlaşma imzalanmıştır" diye konuştu. Anlaşmanın Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesini engellediğini kaydeden Baykal, CHP’nin kıyameti koparması üzerine kredinin alınmadığını söyledi. Baykal, hükümetin söz konusu anlaşmayı meclise getirmek zorunda olduğunu anlaması üzerine bunu göze alamayarak yapamadığını ileri sürdü.” Baykal, şöyle devam etti: “İftiranın ötesindedir dediği anlaşmayla ilgili Başbakan diyor ki; ’8.5 milyar dolarlık krediyi sadece iç ve dış borç ödemelerinde kullanacağız’. Olmayan sözleşmenin öngördüğü krediyi iç ve dış borçlarda kullanacaklar. ’Protokolde, ABD ile Irak konusunda bir dayanışma içinde olma yönünde bir şart da var’ diyor. Kim diyor? Başbakan. Neye göre diyor? Anadolu Ajansı’nın haberine göre diyor. Hangi tarihte diyor? 2 Ekim 2003’te diyor. ’Öyle bir hibeyi kabul etmiyoruz’ diyor. ’Bu hibeyi krediye çevirirsek kabul ederiz’. Ne oldu? Krediye dönüştürüldü, 18 aylık bir vade konuldu. ’ABD ile Irak konusunda dayanışma içinde olma yönünde bir şart daha var’ diyor. Bundan, kredi anlaşmasının yapıldığını, Başbakan’ın bunları bildiğini görüyoruz. ” Baykal anlaşmanın 14 Nisan 2004’te CHP’nin tepkisi üzerine karşılıklı nota ile iptal edildiğini de söyledi.” Şimdi gelelim tüm bu tartışmalar üzerine Dışişleri Bakanlığı’nın 04 Temmuz 2007 tarihinde olayları adeta doğrularcasına yaptığı açıklamaya: “Türkiye ile ABD arasında, Türkiye’nin devam etmekte olan ekonomik reform sürecinin desteklenmesi ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a yönelik askeri operasyonunun Türk ekonomisi üzerindeki olası olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla, ülkemize 8.5 milyar ABD Doları krediye çevrilebilir 1 milyar ABD Doları tutarında hibe sağlanmasını öngören bir anlaşma 22 Eylül 2003 tarihinde imzalanmıştı. Türkiye’nin Irak’a tek taraflı müdahalede bulunmaması hususu, anlaşmanın ön koşulu haline hiçbir zaman gelmemiştir. Türkiye bu anlaşmayla tek taraflı müdahale konusunda bir taahhütte bulunmamıştır. Anlaşma uyarınca Türkiye’ye taksitlerle verilmesi öngörülen 1 milyar ABD Doları hibenin ödenmesi sürecinde, Türkiye’nin Irak’a tek taraflı müdahalesi sözkonusu olursa, ABD tarafı ödemenin geri kalanını askıya alma hakkına sahipti. Nitekim, tek taraflı müdahale halinde anlaşmaya esas teşkil eden anlayışın ortadan kalkacağı anlaşmada kayıt altına alınmıştı. Bu, ABD’yi bağlayan tek taraflı bir karardı. Sözkonusu anlaşmanın imzalanmasından sonra, Türk ekonomisinin performansı, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümesi ile birçok alandaki yapısal reformlar ve köklü değişikliklerin getirdiği olumlu sonuçlar üzerine yapılan siyasi/ekonomik değerlendirmeler sonucunda ülkemizin bu tür mali desteğe ihtiyacı bulunmadığına karar verilmiş ve anılan ekonomik yardım anlaşmasının işleme konulmasından vazgeçilmiştir. Hazine Müsteşarlığı’nın bu konudaki kararı bildirmesi üzerine Bakanlığımızca keyfiyet ABD tarafına bir Nota ile duyurulmuş; gelişmeler, anlaşma üzerinde herhangi bir gizlilik unsuru bulunmadığından Hazine Müsteşarlığı’nın yaptığı yazılı açıklamalarla zamanında kamuoyuyla da paylaşılmıştı. Sözkonusu anlaşma, onay için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilmemiş ve yürürlüğe girmemiştir.” Anlaşmanın, ABD Temsilciler Meclisi'nde teklifini,kabulunu ve yasalaşmasını aşağıdaki linkten görebilirsiniz: 26.Sayfaya YALANLAYANLAR iyi baksın..! 01.07.2007 tarihli Baykal’ın şok iddiası ile ilgili haber: http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=0&tarih=01.07.2007&Newsid=125962&Categoryid=1 http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=0&tarih=28.06.2007&Newsid=125527&Categoryid=1 Anlaşma sırasında şimdi Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Abdullah Gül, o zaman Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı idi: http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=0&tarih=02.07.2007&Newsid=125980&Categoryid=1 Şimdi Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün o zaman Bakanlığı’nı yaptığı Dış İşleri’nin konu ile ilgili açıklaması: http://www.mfa.gov.tr/no_101--_4-temmuz-2007_--turkiye-ile-abd-arasindaki-kredi-hibe-anlasmasi-hk_.tr.mfa
Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır. Foreign affair
[ 28-Temmuz-2010, 23:15 ]
AKP'nin Kuzey Irak ile ilgili gayreti, açılım ve TSK üzerindeki baskı, yani anlaşma maddelerinin uygulanması devam ettiğine göre;
BENCE ANLAŞMA İPTAL EDİLMEMİŞ OLABİLİR, veya BAŞKA BİR ANLAŞMA YAPIILMIŞ OLABİLİR. Bu defa işi ortaya dökmemişlerdir, gizlemeyi profesyonle yapmışlardır. Orhan DE
[ 28-Temmuz-2010, 23:13 ]
Aşağıdaki sitede "pazarlığı" adım adım anlatmışlar:
http://ceviribilim.com/?p=662 Tipik bir AKP davranışı. İnsanın tüyleri ürperiyor. Sinem
[ 28-Temmuz-2010, 16:59 ]
ABD'nin ilgili yasasında belirlenen koşulları aşağıda veriyorum. Bazılarının uygulandığını, bazılarının uygulanmakta olduğunu ve bazılarının da uygulanmaya çalışıldığını göreceksiniz:
(http://forum.memurlar.net/konu/673697/) 1. Türk askeri Irakın kuzeyinden çekilecek, sınır harekâtlarına son verilecek ve PKKya askeri harekât için ABDden izin alınacak: Irakın kuzeyinde bulunan bütün Türk birlikleri ve Türk ordusuna baglı özel kuvvetler, Türkiye sınırları içine çekilecek. Türk ordusu bundan boyle hangi gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekâtta bulunmayacak. PKK/KADEKin Türkiye egemenlik alanı dışında takip ve bastırılması harekâtlarına son verilecek. Ayrıca PKK/KADEKe karşı Türkiye Devletinin egemenlik alanı içinde yapılacak askeri harekâtlar için ABD askeri makamlarına bilgi verilecek. 2. Türkiyeye ambargo ve askerî yaptırım tehdidi: Eğer Türk Silahli Kuvvetleri, PKK/KADEKe karşı ABD askeri makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapacak olursa, ABD hukumeti, Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve soykırım uygulandığı çerçevesi içinde uyarıda bulunma hakkını kullanabilecek. Bu durumda ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı mudahale gibi siyasal ve askerî yaptırımları sakli tutacak. 3. ABDnin İran ve Ortadogu harekâtlarına aktif destek ve katılım: Türkiye, ABDnin İrana ve diğer Ortadogu ülkelerine karşı uygulayacağı sınırlı askerî harekâtlara, ABDnin talep etmesi halinde şartsız olarak üs ve taşıma kolaylıkları sağlayacak, askerî birlik verecek. Türk birliklerinin üst komuta yetkisi, ABD komutanlığında olacak. 4. Türk ordusunun asker ve silah gücünde indirim: Türk ordusunun asker sayısı ve silah kuvveti, ABDnin uygun buldugu sayı ve kabiliyete indirilecek. Özellikle tank ve ağır silahlarin miktarı düşürülecek, savaş uçağı sayısı sınırlanacak. Bütün silah ve cephane bundan sonra ağırlıklı olarak kısa menzilli taktik savunma kavramına (belgede konsept deniyor) göre ayarlanacak. Türkiyede bulunan ABD ve NATO irtibat subaylarının gorev alanları ve yetkileri genişletilecek. 5. Irakın kuzeyinde kurulan kukla devlet Türkiye tarafından resmen tanınacak: Irakın kuzeyinde kurulmuş olan ve sözümona Kürdistan adı verilen kukla devlet, resmen ilan edildikten sonra, Türkiye tarafından da resmen tanınacak. Türk devletinin kukla devletin kuruluşunu savaş nedeni sayan Millî Guvenlik Siyaset Belgesi ve bu yöndeki politika ve kararları kaldırılacak. (Kuzey Irak -Kürdistan sınırları içinde kalacak olan ve özellikle Kerkük, Musul ve Süleymaniyedeki Türkmenler, ABD tarafından güvenli bir şekilde başta Bağdat ve diğer Güney Irak şehirlerine nakledilecek. ABD yetkilileri göç edecek olan tüm Türkmenlere iş olanakları sağlayacak). 6. PKK/KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af ve PKKnın yasallaştırılması: Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yonetici ve elemanlarına genis kapsamlı af çıkarılacak. Etnik grupların yasal siyasete katılmaları önündeki bütün yasal kısıtlamalar ve engeller kaldırılacak. Af yasasıyla bağlantılı olarak PKK/KADEKe yasal siyaset düzleminde yer alma olanağı sağlanacak, hapiste veya dağda bulunan yöneticilerin siyasal mücadeleye katılmalari için gerekli hukukî ve siyasal önlemler alınacak ve uygulanacak. 7. Güneydoğu belediyelerine özerklik ve federasyona geçiş: Kamu Reformu Yasası ve yeni Yerel Yonetim Yasaları hızla çıkartılarak, Türkiyedeki Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı şehir ve kasabaların belediyelerinin özerkleşmesi süreci kararlı olarak yürütülecek. Türkiye, dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona gececek. 8. Kıbrıs ta Denktaş devre dışı bırakılacak, Annan Planı küçük değişikliklerle uygulanacak ve Ege de Yunanistan ın taleplerine esnek tavır alınacak: KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Arafat modeli denen uygulamayla devre dişi bırakılarak, Kıbrıs ;ta Annan Planı bazı küçük değişikliklerle hayata geçirilecek. Ege kıta sahanlığı konusunda Türkiye, Yunan doktrinine daha esnek davranacak, Türk jetlerinin uçus alanı daraltılacak, sık sık ortaya çıkan it dalaşi sorunu Yunanistan rahatsız edilmeden çözülecek. 9. Ermenistan a yönelik kısıtlamaların kaldırılması: Türkiye nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirilecek ve iyileştirilecek. Sınır ticaretinde Ermeniler lehine düzenlemeler yapılacak. Ermenilerin Türkiye ;ye gezilerindeki bazı kısıtlamalar kaldırılacak. |
YAZARLAREN SON HABERLER |
|||||||||||||
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle | |