fikriyet
  Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | adresi kaydet  Adresi Kaydet | Arama | RSS RSS

KATEGORİLER

  | kapat

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Akil adamlar projesi, Kürt açılımı ve BOP projesi

Kategori  Kategori: Güncel Yorumlar  Yorum Sayısı : 0 Tarih  Tarih : 18-Nisan-2013, 21:04   : 8421
fikriyet
Yazar: fikriyet
Akil adamlar projesi, Kürt açılımı ve BOP projesi

Kürt açılımı projesinde Soros'un desteklediği vakıfların etkisi dikkat çekiyor. Akil adamlar projesinde yer alan kişilerin büyük çoğunluğu da Soros'un desteklediği vakıflardan. Soros'un barış ve demokrasi getirmek için desteklediği ülkelerde genelde iç karışıklık ve bölünme yaşanıyor.

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kürt açılımı projesinde Soros’un desteklediği vakıfların etkisi dikkat çekiyor. Akil adamlar projesinde yer alan kişilerin büyük çoğunluğu da Soros’un desteklediği vakıflardan. Soros’un barış ve demokrasi getirmek için desteklediği ülkelerde genelde iç karışıklık ve bölünme yaşanıyor.

 

CHP ve MHP Milletvekilleri ile bazı gazetelerde yer alan haberlerde, Kürt açılımı projesinin arkasında ICG gibi bazı yabancı örgütler olduğu iddia edildi. Yabancı örgütlerin başka ülkelerde gerçekleştirdiği demokrasi ve barış müdahaleleri ise genelde iyi neticelenmiyor.

 

“Parçalanmış halkların sonunun ne olduğunu daha önce Çekoslovakya ve Yugoslavya’da yaşadık.
Anımsayın nasıl kan gölüne dönmüş, halklar birbirini boğazlamıştı.
Onun için gerçekleri göz ardı etmemeliyiz...
Ortadoğu’da “Arap Baharı”nın o ülkeleri bugün ne duruma getirdiğini hep birlikte görüyoruz ama nedense ders almıyoruz.
Önce Saddam, yıllar sonra Kaddafi...
Irak’a ve Libya’ya demokrasi geldi mi?
Oralarda halklar birbirini boğazlıyor...
Mısır’ın, Tunus’un, Afganistan ve Pakistan’ın ne halde olduğunu anlatmaya gerek yok!
Ortadoğu’da sahneye konulan BOP’tur ve emperyalizmin bölgede egemenliğe giden yolunun açılmasıdır.
Bu gerçeği görmeyenlere ise “ahmak” denir...
Türkiye, İngiltere ve diğer AB ülkeleriyle arasını düzeltmek için “demokrasicilik” oyunu altında “Müslüman kardeşliği”ni, Kürtleri Suriye’de savaşa sürüklüyor.
Halkımızın büyük çoğunluğu iş, aş, ekmek derdine düştüğü için emperyalizmin oyunundan haberi yok!”
 

Dış destekli demokrasi ve barış hareketleri için yazılan yukarıdaki satırlar Cumhuriyet Gazetesi’nden Hikmet Çetinkaya’ya ait.

 

ICG Uluslararası Kriz Grubu ve George Soros’un Açık Toplum Vakfı

Macar asıllı Musevi George Soros dünya çapında bir çok ülkede gerçekleşen devrimleri desteklediğini açıkça itiraf ediyor. Çünkü bunu yaparken o ülkelere “demokrasi” getirdiğini ve “Açık Toplum” oluşturduğunu düşünüyor. Ancak dışardan destekli suni demokrasi projeleri, iç karışıklıklara ve kanlı olaylara sahne olduğu gibi kalıcı da olmuyor.

 

George Soros’un desteklediği örgütler arasında Açık Toplum Vakfı (Open Society Foundations) ve Uluslar arası Kriz Grubu (ICG- International Crisis Group) da var.

 

ICG Uluslararası Kriz Grubu’nun internet sayfasında, dünya çapında meydana gelen krizleri çözmek için çalıştığı yazıyor. Grubu oluşturan ve destekleyen kişilere baktığımızda samimi olduklarını söylemek biraz zor. Bazı vakıflar, global şirketler ve belli ideolojideki küresel adamlardan oluşmuş mistik bir loca gibi.

 

ICG Uluslararası Kriz Grubu’nun ilgilendiği alanlar arasında Türkiye’deki “Kürt açılımı projesi” de var. Grubun bu konudaki faaliyetleri, bizdeki TESEV ve Açık Toplum Vakfı ile ilişkili. Bu gruplara, pkk terör örgütü sorununu, kürt sorunu gibi aktaran ise Türkiye’deki bazı danışmanlar. Eğer bu grup iyi niyetli ise, neden tarafsız danışmanlara başvurmaz? Ayıca TESEV ve Açık Toplum Vakfı’nın yayınladığı raporlar ve danışmanlarının düşünceleri Türkiye’de pek olumlu karşılanmıyor.

 

Brüksel’de yer alan ICG’nin açılımla ilgili isteklerinin çoğu gerçekleştirilmiş. Geriye kalanlar ise şu anda gündemde olan konular. Kürt açılımı, İmralı süreci, çözüm süreci gibi isimlerle anılan projede bir ayak olarak sürekli bahsedilen ve mektup taşınan Brüksel’in, ICG olduğu düşünülüyor. Bunlar galiba Diyarbakır’ı Ortadoğu’nun Brüksel’i yapmak istiyorlar!

 

ICG’nin kürt açılımı konusunda yayınladığı ve aşağıda linkini verdiğimiz raporlarda yer alan  isteklerden bazıları özet olarak şöyle:

 
“…Kuzey Irak’taki PKK kamplarını havadan bombalamaktan kaçınmalı ve halkın karadan harekat yönündeki baskısına direnmeli…
…PKK militanları mümkün olduğunca canlı olarak ele geçirmeyi amaçlayarak silahlı muhaliflere karşı askeri yaklaşımdan uzaklaşarak kanunları uygulayan bir yaklaşımı benimsemeli…
…Türk anayasasından, Siyasi Partiler Yasası’ndan ve diğer mevzuattan etnik ayrımcılığı ima eden her türlü ifadenin çıkarılması…
…Kürt toplumunun anadillerde eğitim, ulusal seçimlerdeki barajın düşürülmesi, yerel yönetimlerin daha fazla özerkleşmesi ve anayasa ve yasalarda ayrımcı nitelikteki etnik önyargıların kaldırılması gibi meşru ve geniş taleplerini ele almalı…
…yeterli talebin olduğu yerlerde tamamen anadillerde verilecek eğitim için bir takvim belirlemeli; geçiş döneminde öğretmenleri ve müfredatı hazırlamaya devam etmeli; bölgedeki yerlere eski Kürtçe isimlerini iade etmek veya Kürtçe isimler verebilmek için seçimle iş başına gelmiş yerel idari görevlilerin ilgili yasa ve düzenlemeleri değiştirmelerine izin vermeli; ve kamu hizmetlerinde Kürtçe’nin kullanılmasına dair yasakları azaltmalı.
…Türk hükümeti, gerek ülke çapında gerekse Diyarbakır’da belediyelerin yönetimi ve yerinden yönetime ilişkin bir tartışma ortamına öncülük etmeli…
..Kamuoyunun eğitimde çok dilliliğin, etnik çeşitliliğin ve yerel yönetimlere daha fazla yetki tanınmasının uluslararası meşruluğu konusunda bilgilenmesi sağlanmalı...”
 

ICG’nin Kürt açılımı ile ilgili raporlarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

 

Brüksel’de yer alan ICG’nin açılımla ilgili istekleri için tıklayınız

“ICG Uluslararası Kriz Grubu” için tıklayınız. Destekleyenler için tıklayınız

“Sivil Örümceğin Ağında” kitabı için tıklayınız

Hikmet Çetinkaya’nın Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan yazısı için tıklayınız

Soros.org ve Open Society Foundations (Açık Toplum Vakfı) için tıklayınız

George Soros için tıklayınız

 

TESEV ve Açık Toplum Vakfı

TESEV ve Açık Toplum Enstitüsü (Vakfı) değişik zamanlarda Türkiye’de çok tartışıldı. George Soros’dan yardım aldıklarını söylediler. Zaten Açık Toplum Vakfı, George Soros’a ait Open Society Foundations’ın Türkiye şubesi.

TESEV kurucular listesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile gündeme geldi. Liste ile ilgili o zamanlarda oluşan algı ise, daha çok Sabetay cemaatine mensup olanların toplandığı bir vakıf şeklindeydi. Ancak vakfın bazı faaliyetleri, Sabetay cemaati ve Musevi toplumunun tamamı tarafından desteklenmiyor. Bir benzetme yapmak gerekirse, ABD Utah’daki Mormon cemaati hakkında toplumda oluşan düşünceler örnek gösterilebilir. Sabetay cemaati hakkında cemaat içinden Ilgaz Zorlu’nun yazdıkları bir çok bilgi içeriyor.

 

TESEV, Türk Askeri’ne karşı yürütülen etkisizleştirme faaliyetlerinde öne çıkan Taraf’a desteği ile de gündeme geldi. TESEV’den Mehmet Betil, medyaya verdiği röportajlarda bunu açıkça söyledi.

 

Açılım projesinde görev alan “Akil Adamlar” heyetinde birçok TESEV’li de yer alıyor. Heyet adeta TESEV heyeti gibi.

 

TESEV kurucu listesi için tıklayınız

“Kim bu akil adamlar” başlıklı 17.09.2010 tarihli ilginç bir haber için tıklayınız

TESEV’in dışardan aldığı yardımlar için tıklayınız

TESEV hakkında yaklaşık iki yıl önceki bir yazı için tıklayınız

 

Açık Toplum Vakfı’nın 2013 ve daha önceki Danışma kurulları için tıklayınız

Açık Toplum Vakfı hakkında bilgi için tıklayınız

Açık Toplum Vakfı Türkiye sayfası için tıklayınız. Yeni sayfa için tıklayınız

Açık Toplum Vakfı ABD (Open Society Foundations) için tıklayınız

 

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı

Uzun zamandır sürdürülen Hoşgörü ve Diyalog projesi ile, “Akil Adamlar” heyetinin topluma kabul ettirmeye çalıştığı düşünceler biri birine benziyor.

Hoşgörü ve Diyalog projesi ile ön plana çıkan vakfın bazı faaliyetleri, TESEV ve Açık Toplum Vakfı ile paralellik taşıyor. Ermeni, Rum, Yahudi ve Süryani cemaatleri ile birlikte düzenledikleri organizasyonlar medyada sık sık yer alıyor. Yurtdışında da değişik isimlerle enstitü ve vakıf olarak faaliyette bulunuyorlar.

Müslüman bir dini cemaate ait olarak biliniyor ancak aşağıda verdiğimiz linkte yazdığı gibi  bazen “İslami değiliz” diyorlar. Cemaatin Hoşgörü ve Diyalog organizasyonları, zaman zaman aşırıya kaçıp Müslüman Türk milletini incitip, rahatsız edecek seviyeye de ulaşıyor. Hatta neredeyse Müslüman Türk milleti “bize de ‘hoşgörü ve diyalog’ gösterin” diyecek duruma geliyor.

Bu cemaatten bir çok önemli isim de açılım projesi kapsamındaki “Akil Adamlar” heyeti arasında yer alıyor.

 

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın bir organizasyonu için tıklayınız

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın misyonu için tıklayınız

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nin internet sitesinde yer alan bilgiler için tıklayınız

Kadip’in bir haberine bakmak için tıklayınız

 

Cemaat’in ABD’deki Hoşgörü ve Diyalog merkezi “mozaik” için tıklayınız

Cemaat’in ABD’deki İslami bir kuruluş değiliz dediği Pasifik Enstitüsü için tıklayınız

 

Arap Baharı, BOP Büyük Ortadoğu Projesi, Açılım, Hoşgörü ve Diyalog Projesi, TSK’yı etkisizleştirme projeleri, TSK düşmanı medya projesi, Akil adamlar heyeti

Arap baharı hareketlerinde George Soros’un desteği dünya kamuoyu tarafından bilinmekte.

Tayyip Erdoğan, BOP Büyük Ortadoğu Projesi ve Medeniyetler İttifakı projesini yürüttüğünü çeşitli defalar açıklamıştı.

Açılım, İmralı süreci, Çözüm süreci, Akil adamlar heyeti gibi isimlerle anılan proje, AKP iktidarının şimdiye kadarki bir çok icraatları ile de örtüşüyor.

Aynı şekilde Hoşgörü ve Diyalog projesi de AKP iktidarı ile paralel olarak etkili olmaya başladı.

TSK düşmanı medyanın oluşturulması ve TSK’yı etkisizleştirme projeleri de belirli bir hedef çerçevesinde gerçekleşen olaylar olarak gözükmekte.

Şimdiye kadar olanlar ve son zamanlarda Akil adamlar heyetinin Türk toplumuna kabul ettirmeye çalıştığı düşünceler, adım adım ulaşmak istedikleri hedefi de belirginleştiriyor.

 

Türklerin sahibi ve kurucusu olduğu Türk Devleti’ni ve onun Müslüman halkını azınlık durumuna düşürerek, öncelikle Anadolu’yu çeşitli ırkların, dinlerin, kavimlerin, birlikte yaşadığı birleşik bir devlet haline getirmek, daha sonra ise Anadolu’daki Müslümanları ve Türkleri yok ederek Anadolu’ya yerleşmek.

Bize göre imkansız olan bu düşünceler, onların hayali ve Osmanlı’yı yıkarak yapmak istedikleri de buydu. Şimdi 100 yıl sonra bir daha deniyorlar.

 

BOP Büyük Ortadoğu Projesi hakkında bilimsel bir makale için tıklayınız

TSK Düşmanı medyayı destekleyenler için tıklayınız

Diyarbakır’da son 5 yılda yapılan 30 bin konut ve 500 bin yeni konut için tıklayınız

 

Kime hizmet ettiğinden habersiz halk kitleleri

Niyeti iyi olmayan ve dışardan destekli bazı örgütler, genelde toplumun hassas olduğu konuları ve değerleri kullanarak örgütleniyorlar. Demokrasi, çevre, sağlık, insan hakları, kadın hakları, eğitim, barış konularını istismar ettikleri gibi, dinleri ve ırkları da istismar ediyorlar.

Yani öyle her duyulan, kulağa hoş gelen, harekete, oluşuma, derneğe, vakıfa, örgüte etkilenip de katılmak tehlikeli maceralara sürükleyebiliyor. Kökü dışarıda neye hizmet ettiği belli olmayan bir örgütün ağına düşüp maşa gibi kullanılma tehlikesi var. Aradan zaman geçince bir bakmışsınız ki, toplum yararına ve insanlığa hizmet diye yaptığınız işler, vatanınıza, dininize ve insanlığa ihanet ile sonuçlanmış...!

 

Kötü niyetli örgütler nedeniyle salt olarak devletleri, kurumları, vatandaşları veya dini bir inancı suçlamak yanlış olacaktır. Örneğin ABD’yi veya Almanya’yı suçlamak yersizdir. Aynı şekilde İngiltere halkını veya Hıristiyanlık inancını suçlamakta yersizdir. Niyeti iyi olmayan kişiler bu saydıklarımızı amaçları için istismar edip kullanıyorlar.

 

Örneğin, Türkiye’deki örgütlerle ilgili araştırma yapan Necip Hablemitoğlu bir suikast sonucu öldürüldü. Bu olayla ilgili bir dini, vakfı veya ülkeyi suçlamak doğru olmayacaktır.

 

Necip Hablemitoğlu’nun dini bir grup aleyhindeki yazıları sebebiyle öldürüldüğünü söylemek inandırıcı gelmediği gibi, aynı şekilde Albay Dursun Çiçek ve TSK Subaylarının da “İrtica ile mücadele eylem planı” ve diğer belgeler nedeniyle etkisizleştirildiğini söylemek inandırıcı gelmiyor. Her iki olayda da “din” kullanılmış ve kılıf yapılmış olabilir. 

 

Necip Hablemitoğlu’nun hazırladığı bir rapor için tıklayınız

 

Tüm bunlar neden oluyor?

Son yıllarda karşılaşılan bir çok projenin ucu BOP’a çıkıyor!

 

Osmanlı’nın yıkılışı ile Filistin’e yerleşen Yahudiler, uzun bir aradan sonra orada devlet kurdular. Bu devletlerini yaşatmak için dünya çapında uğraş verdikleri gibi, bir taraftan da “Arz-ı Mev’ud-Vaadedilmiş topraklar” diyerek, Fırat ile Dicle arasını ele geçirmeye çalışıyorlar. Bu konuda faaliyet yürüten radikal Yahudi gruplar, diğer Yahudilerin tepkisini çektiği gibi, dünya çapında da tepki topluyorlar. İlginç olan ise bu mistik hayal peşinde koşanların genelde eski ve yaşlı insanlar olması.

 

Bu radikal grup Tevrat’ta geçen “Vaadedilmiş topraklar” inancı ile, Musa Peygamber’den bu yana Anadolu’ya göz dikmekte. Ancak unuttukları bir şey var ki, o zamanki Yahudilerin tavrı nedeniyle Hz.Musa ve Hz.Allah o projeden vazgeçti. Hatta lanete uğradılar ve yurtsuz kalacakları haber verildi. Anadolu’nun yeni ve son sahibi Hz.Muhammed(S.A.V) ile birlikte hareket eden Müslüman Türk Milletidir. Hz.Allah artık onlara yardım ediyor. Hz.Allah’ın son gönderdiği kitap Kur’an-ı Kerim’de, Maide Suresi 22, 24, 26. ayetlerinde ve özellikle 54. ayetin tefsirinde bu konu detaylı olarak açıklanıyor.
 
yabancı vakıflar dernekler örgütler
 
 
 
Facebook'ta Paylaş
 
 
Yorum Yaz
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Arkadaşlarına Gönder | Yorum Yaz Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |

Güncel

En Çok Okunan Haberler

İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |