| ||||||||||||||||
Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | Adresi Kaydet | Arama | RSS | ||||||||||||||||
HABER ARAGALERİ |
Ceylan'ı PKK mı öldürdü
Diyarbakır'da bir patlama sonrası ölen Ceylan Önkol'u PKK mı öldürdü?
Bölgede PKK nın döşediği mayınlar ve patlayıcıların çok olması Ceylan'ı da diğer çocuklar ve bebekler gibi PKK mı öldürdü sorusunu akla getirdi. "Kağıt Parçası" olayında olduğu gibi faili bilinmeyen bir olayın TSK'yı yıpratmak için PKK yandaşı medya tarafından kullanılması günlerdir kamoyunu meşgul ediyordu. Ancak açıklamalar Ceylan Önkol'un PKK nın döşediği mayınlar ve patlayıcılarla ölmüş olabileceği sorusunu akla getirdi. Genelkurmay'ın konu ile ilgili yaptığı teknik açıklamalar bunu doğrular nitelikte. Terör örgütü PKK destekçisi medyanın, örgütün katlettiği bebekler ve çocuklar için sesini çıkarmayıp, yalan yanlış bir konuyu TSK yı yıpratmak için çarpıtması büyük tepki çekiyor. Olayın TSK'yı yıpratmak için kullanılması, acaba olay TSK'yı yıpratmak için mi yapıldı sorusunu akla getiriyor. Acaba küçücük kız çocuğunu kendi iğrenç emelleri için mi katlettiler sorusu akla geliyor. Bu olay şuna çok benziyor. Geçtiğimiz aylarda İran'da gösteriler sırasında Nida isimli bir kız çocuğu faili meçhul bir şekilde öldürülmüştü. Bazı medya organları bunu Ahmedinecad'ı yıpratmak için kullanmıştı. Daha sonra cinayetin arkasında dış bağlantılı bazı örgütler olduğu haberleri ortaya atıldı. Failin meçhul olması enteresandı. Şimdi düşünün.Bir kız çocuğu bilinmeyen bir şekilde ölüyor ve bir kısım medya bunu birlerini yıpratmak için kullanıyor. Kamoyunu etkilemek için kullanıyor. Aklınıza çocukları yayını yapan medya mı öldürdü sorusu gelebilir. Onu bilemeyiz ancak dolaylı veya direkt bir işbirliği yok da diyemeyiz. Çocukları, bebekleri kendi iğrenç emellerine ulaşmak için acımasızca katleden bu örgütün ne kadar vahşi olduğu artık halk tarafından biliniyor. Halk sizi biliyor. Bu halk aptal değil, halkın bunu anlayamayacağını düşünen örgütler aptal. Eskiden bu örgütler gazetecileri, siyasileri, üniversite hocalarını "faili meçhul" cinayetle yok ederlerdi. Şimdi sıra bebeklere çocuklara geldi. Eskiden de şimdi de amaç kendi iğrenç emellerine ulaşmak, kamoyunu etkilemek. Farkı; şimdiki kıurbanlar artık çocuklar ve bebekler..! Bu bebek ve çocuk katili iğrenç örgütlerin taşeronluğunu, sözcülüğünü yapan sözde gazeteci veya gazete parçalarına ben artık şaşırmıyorum. Onların kendilerini sorgulamalarını da beklemiyorum. Onlar aklıma geldikçe artık midem kaldırmıyor. O sözde gazeteci veya gazete parçaları düşündüğümde, aklıma yerde yatan veya analarının kucağındaki kanlı bebekler ve çocuklar geliyor..! Şimdi buyrun okuyuın Genelkurmay'ın açıklamasını. Bildiğiniz gibi 28 Eylül 2009 tarihinde, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Şenlik Köyü bölgesinde çok üzücü bir olay meydana geldi. Bu olayda, 12 yaşındaki Ceylan Önkol isimli vatandaşımız, meydana gelen bir patlama neticesinde hayatını kaybetmiştir. Geçen hafta bu konuyla ilgili yaptığımız açıklamada şunu söylemiştik: Elbette gencecik bir kişinin hayatını kaybetmesinden üzüntü duymaktayız. Olaya ilişkin, ilgili Cumhuriyet Savcısı tarafından gerekli soruşturma yapılmaktadır. Olayla ilgili olarak yapılan ilk incelemelerde, olay sırasında, bölgede, havan atışının yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu hafta da konunun halen devam etmekte olan adli yönü dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren bölümleriyle ilgili olarak bazı bilgileri sizlerle paylaşacağız. Olayla ilgili olarak; gerekli idari soruşturma ilgili komutanlıkça derhal başlatılmıştır. Yapılan incelemede; Bölgede yer alan ve olay mahalline 9 km. mesafedeki Abalı Jandarma Karakolu ile 8 km. mesafedeki Tapantepe Üs Bölgesinden, silahların kontrolü ve kayıtlarına bakıldığında, olay günü herhangi bir havan atışı yapılmadığı tespit edilmiştir. Esasen, askeri birliklerin konuşlandıkları yerler dikkate alındığında, mevcut havanların menzillerinin yeterli olmadığı, ekrandaki haritadan da anlaşılmaktadır. Ayrıca, patlamanın olduğu yerde meydana gelen mermi çukurunda yapılan teknik analiz raporuna göre; olayın herhangi bir atış sonrası meydana gelen patlamaların oluşturduğu çukurdan farklı olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, Ceylan Önkol’un hayatını kaybetmesine neden olan bir patlama vardır. Ancak bu patlamanın neyin sonucu olduğu Cumhuriyet Savcılığınca yaptırılan kriminal çalışmaları sonucunda belli olacaktır. Bu nedenle bu çalışmaların sonuçlanması beklenmelidir. Değerli Basın Mensupları, Söz konusu olay, 28 Eylül 2009 tarihinde, saat 10:30’da meydana gelmiş, bölgeye en yakın jandarma karakolu olan Abalı Jandarma Karakoluna olayın vuku bulmasından 2,5 saat sonra haber verilmiştir. Haberin alınmasıyla birlikte, Abalı Jandarma Karakolunca olay, Lice İlçe Jandarma Komutanlığına aktarılmış ve derhal adli makamlara intikal ettirilmiştir. Bildiğiniz gibi, bu safhadan sonra olayla ilgili her türlü işlem, adli makamların kontrolünde yürütülmektedir. Değerli Basın Mensupları, Olayın meydana geldiği bölge ile ilgili kısa bir bilgi vermek istiyorum. Bölgede, daha önce bir çok iç güvenlik olayı meydana gelmiştir. Bölge, bölücü terör örgütü mensuplarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği ve bir çok duyumun alındığı bir yerdir. Konuyu birkaç örnekle ifade etmek gerekirse, bölgede 31 Mart 2009 tarihinde yapılan geniş çaplı operasyonda, 50 kg. patlayıcı madde, 6 ayrı noktada el yapımı patlayıcı, 5 sığınak ve yaşam malzemeleri ele geçirilmiştir. Yine, 29 Nisan 2009 tarihinde, aynı bölgede Abalı Jandarma Karakoluna 2,5 km mesafedeki Kılınevitepe’de, bölücü terör örgütü tarafından döşenen 2 adet basma düzenekli, amonyum nitratla kuvvetlendirilmiş el yapımı patlayıcının infilakı sonucunda, 9 personelimiz şehit olmuştur. Ayrıca, 16 Haziran 2009 tarihinde, bölgenin kuzeyinde, bölücü terör örgütü tarafından döşenen el yapımı patlayıcı maddenin patlaması sonucu bir vatandaşımız yaralanmıştır. Bu bilgiler değerlendirildiğinde, bu bölgenin bölücü terör örgütü tarafından sıkça kullanılan ve el yapımı patlayıcı ile mayın riski yüksek olan bir bölge olduğu görülmektedir. Ayrıca, bölücü terör örgütünün taktiği gereği, bu tarz olaylardan hemen sonra, olay bölgesine intikal eden güvenlik kuvvetlerine yönelik olarak, genellikle mayın ve el yapımı patlayıcı kullanıldığı, yaşanan acı örneklerle görülmüştür. Bu bilgiler ışığında ve benzer olayların tekrar edebileceği değerlendirilerek, daha müessif bir olaya sebebiyet verilmemesi için, Lice Cumhuriyet Savcılığı tarafından olay yerinin resimlerinin çektirilerek, cesedin otopsisinin yapılması maksadıyla Abalı Jandarma Karakoluna getirilmesi için talimat verilmiştir. Köy muhtarı ve maktulenin yakınları tarafından, maktulenin cesedi saat 17:45’te Abalı Jandarma Karakoluna götürülmüş ve burada Cumhuriyet Savcısı tarafından gerekli adli işlemler yapılmıştır. Olay bölgesindeki tehdit durumu göz önüne alınarak, gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasını müteakip bölgeye intikal edilmiş ve yerinde inceleme yapılmıştır. Olay mahalline güvenlik kuvvetlerinin gitmemiş olması esasen delillerin karartıldığı iddialarını da geçersiz kılmaktadır. Hal ve durum böyle iken; Bölücü terör örgütünün ana hedefi; medyada, özellikle de televizyonlarda kapsamlı bir şekilde yer almak ve Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine olduğunu düşündüğü her olayı istismar etmektir. Bunu yapanlar da genelde, rivayet, dedikodu, iftira içerikli yöntemleriyle toplumun devlete karşı olan güvenini sarsmaya yönelmektedir. Halen bu olay da, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanılmaya çalışılmaktadır. Üzücü olan da budur. Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisini ilgilendiren her olayı titizlikle araştırmakta ve varsa sorumlu personeli hakkında her türlü idari ve adli işlemi yapmaktadır. Bir olay meydana geldiğinde, konunun tüm yönleriyle araştırılması, ast birliklerden konuya ilişkin raporların gelmesi, doğruluklarının teyid edilmesi zarureti nedeniyle, bu tür açıklamalar zaman almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, kurum olarak, tam ve doğru bilgilere ulaşmadan bir açıklama yapmamaktadır. Bu durum yanlış değerlendirilerek, kurumun sorumlu olduğu şeklinde bir olgu yaratılmaya çalışılmasını da, haksız bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Bazı durumlarda sabırlı olunması mecburiyeti vardır. Değerli Basın Mensupları; Türk Silahlı Kuvvetlerinin halkımızın güven duyduğu bir kurum olmasında en önemli unsur, kurum olarak, hukuka inanması, tutarlı, ciddi ve her olaydan sonra bir öz eleştiri yapması ile gücünü milletten almasıdır. Ancak son yıllarda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu özelliğinin yıpratılmasına yönelik, asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekât sürdürülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülmekte olan bu savaşın maksadı, kamuoyunu etki altına alarak Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bir tutum ve yanlış bir “algı” oluşturmaktır. Uygulanmakta olan savaşın boyutlarının tahmin edilenden çok daha karmaşık ve büyük olduğunu düşünüyoruz. Unutmayalım ki, uygulamalı ve çok yönlü bir disiplin olan “iletişimden” de büyük ölçüde istifade edilerek gerçekleştirilen bu psikolojik harekâtın nihai hedefi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıllardır bölücü terör örgütüne karşı sürdürdüğü bu mücadeledeki azim ve kararlılığına zarar vermektir. Türk Silahlı Kuvvetleri bu mücadelede, yurdun her köşesinden binlerce vatan evladını şehit vermiştir. Bugüne kadar da bu mücadeleyi büyük bir başarıyla ve kararlılıkla yürütmüştür. Bu şartlar altında Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekattan en fazla istifade edenlerin başında bölücü terör örgütünün geleceği unutulmamalıdır. Bu nedenle bilerek veya bilmeyerek yapılan bazı haber ve yorumların bölücü terör örgütü lehine durumlar yarattığı daima göz önünde bulundurulmalıdır. Geçen hafta yaptığımız açıklama ve yetkili Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın daha henüz tamamlanmamış olmasına rağmen; eksik bilgi ve değerlendirmelerle, olayın farklı bir şekilde kamuoyuna yansıtılmasını üzüntüyle izliyoruz. Bu nedenlerle, medya mensuplarına ve hepimize büyük sorumluluk düşmektedir. Aksi taktirde, kamuoyunu bilgilendirme adına, dolaylı da olsa, terör örgütlerinin amacına hizmet edilmekte ve onların propagandası yapılmaktadır.
Bu habere toplam 2 yorum yazılmıştır. yoq
[ 11-Ekim-2009, 13:33 ]
Askerlerin ve vatandaşların yolu üzerinde patlayan mayın bu defa bir çocuğun yolu üzerinde patladı demek ki.
çocukların mayın dedektörü ile gezecek hali yok ya.. PKK her tarafa bomba, mayın, patlayıcı döşemiş... yeter artık... PKK yı destekleyen gazetelerin feryadı demek ki halkın pkk ya tepkisini önlemek. adamlar pkk yı olaydan sıyırdığı gibi bir de başkasına atıyor ve başkasını kötülüyor. ama yemedi halk. yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış.. duygusal yazar...!
[ 09-Ekim-2009, 23:01 ]
Sizin gözünüzden kaçmış olabilir ama Fethullah Hofaefendi'nin bir numaralı adamı Zaman'dan Hüseyin Gülerce de henüz ne olduğu belli olmayan olayı kullanarak TSK'yı yıpratma amaçlı döktürmüş. Gülsem mi ağlasam mı şaşırdım. Gülerce çocuğu PKK öldürdüğü için böyle yazıyor galiba..!:
"Ceylan'ım... Ah Ceylan'ım... Kur'an okuyarak çıkmıştın evinden. "Anne, makarna pişir de dönünce yiyeyim." demiştin. Ertesi gün okula gidecektin. Koyunlarını kattın önüne. Az gitmiştin ki, o patlama oldu. Saçıldın yerlere, dallara. Sonra ağabeyin Rıfat geldi biliyor musun? "Ceylan!.. Ceylan!.." diye haykırdı; dağlarda, bayırlarda yankı yaptı sesi. Anan Saliha seni o halde görmesin diye üzerine ceketini örttü. Anan dinlemedi. "Ben anayım" dedi; baktı, baktı... Bütün mezra feryadı figanla doldu. Ah Ceylan'ım... Ah Ceylan'ım... İnsanlığımızdan utandırdın bizi... " Evet bu satırlar ona ait. inanamayan bakabilir. 09 ekim 2009 zaman |
YAZARLAREN ÇOK OKUNAN YAZILAREN SON HABERLER |
||||||||||||||
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle | |